Pond'ların gidişi

Her şeyin içinde açıklamak istediğim asıl konu Pond'ların gidişi. Hani dünyanın gelmiş geçmiş en fail bölümü her halde. Bu konuda içimi baya dökücem çünkü twitterda 140 karakterle kendimi ifade edemiyordum.  

Öncelikle koca New York o kadar heykel var. Ama kimseye adam akıllı bir şey olmuyor. Hadi bunu geçtim en fail olay elbette Özgürlük Heykeli. Yılların Özgürlük Heykeli ayaklanmış koca şehirde yürüyor ama ne New York caddelerindeki binalarda yıkılma var. Her halde ona yol açmış belediye. Bide sen kalk o kadar büyük heykeli yürüt ama kimse ona bakmasın. Ne yani bu heykel etrafına biber gazı mı sıkıyorda kimse görmüyor. Yoksa New York'lularda aynı anda göz kırpma hastalığı mı var? Hadi var diyelim, hiç mi meraklı insan değilsiniz. Rory atlamadan önce binadan aşağıda vızır vızır arabalar var. Heeee koca heykel hareket etmiş ama sen emmimin oğlunun sünnetine yetişicem diye tam gaz araba sür. Oldu canım... Tamam bunlar oldu paradoks oldu yeey hepsi yaşadı. (bu arada biz de ne malmışız cidden Pondların yaşayacağına inandık.) Ama o melek oraya nasıl geldi? Paradokstan kurtulmak o kadar kolay bir olay mı? Kolay olsa 1. Sezondaki canavarlar neyin nesiydi? Herkes kendi kafasına göre senaryo yazmıyor ya. Tamam Doktor kendi kendi kendine çözülür paradokslar demişti. (Hide) Hadi bunu da kabul ettik. Doktor sen LA'ya gidip oradan otobus yolculugu ile Pond'ları göremez miydin? Görürdün. Fix point in time diye diye yedin bizi. Gördük TDoTD'da fixi. Koca Gallifrey'i getiriyorsun ama Pond'lar ölmek zorunda kalıyor. Daha fazla bir faillık kaldı mı bilmiyorum ama bu konuda içini dökmek isteyen bir ben değilim tabi. Umarım onlarada konu kalmıstır bu olayda

-Merhu